Antalya'nın İncisi Adrasan

Üç tarafı yemyeşil çam ağaçlarıyla kaplı dağlarla çevrili, tertemiz masmavi denizi ile herkesi büyüleyen, sessiz, sakin ve huzurlu bir doğa cenneti.

Türkiye'nin Antalya'daki Saklı Cenneti

Çam ağaçları, palmiyeleri ve masmavi denizi ile muhteşem doğa harikası saklı bir cennet.

Antalya‘nın Kumluca ilçesine bağlı ve eski adı Çavuşköy olan Adrasan, Muğla ve Antalya arasındaki bölgede bulunmaktadır. Kumluca ilçesine 30 km, Kemer ilçesine 55 km, Olimpos’a 15 km, Antalya şehir merkezine 95 km ve Antalya havalimanına ise 111 km uzaklıktadır. Adrasan köy merkezi sahilden 4 km kadar içeride bulunmaktadır. Yöre halkının büyük bir kısmı turizmle uğraşmakta ve misafirlerini çok sıcak karşılamaktadır. Bölgede olta balıkçılığı da oldukça yaygındır.

Adının, Anadolu’nun bilinen en eski halklarından olan Luvi kökenli olduğu ve “Ana Tanrıça Ülkesi” anlamına geldiği söylenmektedir. Tarihi Helenistik Çağ’a kadar uzanan belde; Akdeniz’in Olimpos, Patara, Letoon gibi antik bölgelerine yakınlığı ile de oldukça önemli bir konuma sahiptir. Piri Reis 16. yüzyılın ilk yarısında Kitab-ı Bahriye’de Adrasan limanını; “Burası büyük gemilerin yanaşabileceği bir limandır. Bu liman dağlarla çevrilidir ve burada içme suyu da bulunur. Bu limanın denizden ayırt edici özelliği şudur; her iki tarafında dağlar vardır ve liman alçak bir koya benzer.” şeklinde tarif etmiş.

Adrasan, dünyaca ünlü Likya Yolu üzerinde yer alan önemli duraklardan birisidir ve Likya Yolu’nun önemli noktaları ile de komşu konumundadır. Batısında Gelidonya Feneri, doğusunda ise Olimpos, Çıralı, Çıralı Yanartaş yer almaktadır. Yaklaşık 9 km uzaklıktaki Olimpos Antik Kenti, Çıralı, Yanartaş ve tekne turlarının en uğrak yeri olan Ceneviz Koyu ve Suluada mutlaka görülmesi gereken yerlerdendir. Ayrıca 34 km uzaklıktaki Tekirova beldesine bağlı Phaselis Antik Kenti ve Phaselis Koyu ve 30 km uzaklıktaki Kumluca ilçesine bağlı olan Rhodiapolis Antik Kenti de yine görülmeye değer yerlerdendir.

Adrasan sahilinin kuzeyinde yer alan Musa Dağı’nın eteğinde ve Çakmak mahallesi tarafında olmak üzere iki adet tarihi kale ve mavi fosforlu mağarasıyla Gemyelik adı verilen ve efsanevi olduğu söylenen bir fiyort bulunmaktadır.

Adının, Anadolu’nun bilinen en eski halklarından olan Luvi kökenli olduğu ve “Ana Tanrıça Ülkesi” anlamına geldiği söylenmektedir. Tarihi Helenistik Çağ’a kadar uzanan belde; Akdeniz’in Olimpos, Patara, Letoon gibi antik bölgelerine yakınlığı ile de oldukça önemli bir konuma sahiptir. Piri Reis 16. yüzyılın ilk yarısında Kitab-ı Bahriye’de Adrasan limanını; “Burası büyük gemilerin yanaşabileceği bir limandır. Bu liman dağlarla çevrilidir ve burada içme suyu da bulunur. Bu limanın denizden ayırt edici özelliği şudur; her iki tarafında dağlar vardır ve liman alçak bir koya benzer.” şeklinde tarif etmiş.

Adrasan, dünyaca ünlü Likya Yolu üzerinde yer alan önemli duraklardan birisidir ve Likya Yolu’nun önemli noktaları ile de komşu konumundadır. Batısında Gelidonya Feneri, doğusunda ise Olimpos, Çıralı, Çıralı Yanartaş yer almaktadır. Yaklaşık 9 km uzaklıktaki Olimpos Antik Kenti, Çıralı, Yanartaş ve tekne turlarının en uğrak yeri olan Ceneviz Koyu ve Suluada mutlaka görülmesi gereken yerlerdendir. Ayrıca 34 km uzaklıktaki Tekirova beldesine bağlı Phaselis Antik Kenti ve Phaselis Koyu ve 30 km uzaklıktaki Kumluca ilçesine bağlı olan Rhodiapolis Antik Kenti de yine görülmeye değer yerlerdendir.

Adrasan sahilinin kuzeyinde yer alan Musa Dağı’nın eteğinde ve Çakmak mahallesi tarafında olmak üzere iki adet tarihi kale ve mavi fosforlu mağarasıyla Gemyelik adı verilen ve efsanevi olduğu söylenen bir fiyort bulunmaktadır.

Adrasan Sahili &

Plajı

Musa Dağı’nın eteklerinde uzanan muhteşem koyu ve onu yay gibi çevreleyen, kuzey-güney yönünde uzanan yaklaşık 2,5 km uzunluğundaki sahil şeridi ile Akdeniz‘in en güzel kumsallarından birine sahip bir tatil beldesidir. Sırtını Bey Dağları’na dayamış olan Adrasan, kum ve küçük çakıl taşlarından oluşan kumsalı, dibi kum ve kısmen sığ olan denizi ve bozulmamış doğası ile adeta bir cenneti andırıyor.

Adrasan koyu; iki tarafını çevreleyen dağlar nedeniyle açık deniz rüzgârına korunaklı doğal bir liman olup, deniz genelde dalgasız ve adeta bir göl sakinliğe sahiptir. Sahilin güneyi çakıl taşları ve kumdan oluşmakta, belli bir metreye kadar yere ayak basılacak sığlıktadır. Kuzey bölümü ise daha taşlı kumsala sahip olup, aniden derinleşmektedir. Öğle saatlerine kadar denizden, öğleden sonra da karadan esen rüzgâr nedeniyle yaz mevsiminin kavurucu sıcak etkisi daha azdır.

Adrasan Koyu’nun solundaki kıyı şeridinde bulunan otellerin arka tarafından tepeye doğru çıkan yol takip ettiğinizde sahilin muhteşem manzarasını izleyebilirsiniz. Ağaçların arasından uzayan patikayı takip ederek minik koylara ulaşırsınız. Adrasan Koyu’nun sağındaki kıyı şeridini takip ettiğinizde, yaklaşık 45 dakikalık bir yürüyüşten sonra Adrasan Deniz Feneri’ne ulaşırsınız. Burası aynı zamanda Suluada tekne turlarının son mola durağıdır. Burada da denize girebilirsiniz.

Plajda belediyeye ait şezlong, şemsiye, soyunma kabinleri, duş ve tuvaletler bulunmaktadır. Şezlong ve şemsiyeler ücretli olup, şezlonglarda minder yoktur. Sahil yolunda marketler, çeşitli kafe-restoran ve çok sayıda gözlemeci bulunmaktadır.

Musa Dağı’nın eteklerinde uzanan muhteşem koyu ve onu yay gibi çevreleyen, kuzey-güney yönünde uzanan yaklaşık 2,5 km uzunluğundaki sahil şeridi ile Akdeniz‘in en güzel kumsallarından birine sahip bir tatil beldesidir. Sırtını Bey Dağları’na dayamış olan Adrasan, kum ve küçük çakıl taşlarından oluşan kumsalı, dibi kum ve kısmen sığ olan denizi ve bozulmamış doğası ile adeta bir cenneti andırıyor.

Adrasan koyu; iki tarafını çevreleyen dağlar nedeniyle açık deniz rüzgârına korunaklı doğal bir liman olup, deniz genelde dalgasız ve adeta bir göl sakinliğe sahiptir. Sahilin güneyi çakıl taşları ve kumdan oluşmakta, belli bir metreye kadar yere ayak basılacak sığlıktadır. Kuzey bölümü ise daha taşlı kumsala sahip olup, aniden derinleşmektedir. Öğle saatlerine kadar denizden, öğleden sonra da karadan esen rüzgâr nedeniyle yaz mevsiminin kavurucu sıcak etkisi daha azdır.

Adrasan Koyu’nun solundaki kıyı şeridinde bulunan otellerin arka tarafından tepeye doğru çıkan yol takip ettiğinizde sahilin muhteşem manzarasını izleyebilirsiniz. Ağaçların arasından uzayan patikayı takip ederek minik koylara ulaşırsınız. Adrasan Koyu’nun sağındaki kıyı şeridini takip ettiğinizde, yaklaşık 45 dakikalık bir yürüyüşten sonra Adrasan Deniz Feneri’ne ulaşırsınız. Burası aynı zamanda Suluada tekne turlarının son mola durağıdır. Burada da denize girebilirsiniz.

Plajda belediyeye ait şezlong, şemsiye, soyunma kabinleri, duş ve tuvaletler bulunmaktadır. Şezlong ve şemsiyeler ücretli olup, şezlonglarda minder yoktur. Sahil yolunda marketler, çeşitli kafe-restoran ve çok sayıda gözlemeci bulunmaktadır.

Adrasan

Deresi

Bey Dağları Milli Parkı içerisinde bulunan, Tahtalı Dağları’ndan doğarak Adrasan koyuna dökülen Adrasan Deresi, bölgenin en doğal yerlerinden biridir.

Derenin her iki kenarında geniş teraslı mekânlar ve oteller bulunmaktadır. Buradaki oteller sahile yürüme mesafesindedir ve denize sıfır değildir. Yaz döneminde suyu azalan derenin üzerine kurulan ahşap teraslar özellikle akşamları büyük ilgi görmektedir.

Derenin yola bakan tarafında bulunan dev ağaçların gölgesinde kalan dere boyu, en sıcak yaz günlerinde bile serindir.

Galeri

    Oda Tipi (gerekli)

    Maviay Hotel'in bu form aracılığıyla bilgilerimi toplamasına izin veriyorum.